- Recep Koca
- Ocak 26, 2020
- 22:59
- 8 Yorum
Sesimi Duyan Var mı
Bilindiği üzere Türkiye deprem kuşağında, 1996 yılında hazırlanan deprem haritamızın yenilenme sebebi nedir? Deprem haritası bize neyi anlatmak istiyor?
Bizlere anlatılmak istenilen şeyleri ne kadar algılıyor ve uyguluyoruz?
Yıllarca çalışıp birikim yaptığınız paralarla aldığınız mekanların, sizlere ve sevdiklerimize mezar olmaması için kurallara uygun yapılıp yapılmadığını araştırmayla işe başlayabilirsiniz.
Deprem haritasına E devlet şifrenizle https://tdth.afad.gov.tr/TDTH/main.xhtml adresinden ulaşmanız mümkün.
Türkiye depreme ne kadar hazırlıklı sorusunun cevabına maalesef her seferinde canlarımızı yitirerek şahit oluyoruz, görüldüğü üzere ülke olarak Elâzığ depremine de yenik düştük ve 38 can, onlarca yaralı, yıkılan binalar, deprem sonrası yaşananlar, tıpkı daha önce yaşadığımız depremlerde olduğu üzere belleklerimizde acı bir anı olarak yerini aldı.
Depremi siyasi malzeme yapanları esefle kınıyorum, evet Devlet yetkililerinin eksiklikleri bundan öncede olmuş bundan sonrada olmaya devam edecektir, önemli olan deprem öncesi alınacak önlemler ile olası depremlerden en az zararla nasıl çıkabiliriz ve deprem sonrasında nasıl davranarak zararlarımızı bertaraf edebiliriz konularında bir araya gelerek soruların cevaplarını bulmak.
Depremle yaşamayı ve yaşlanmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Peki deprem sadece Türkiye için mi tehlikeli?
Elbette değil, doğal Afetlere hazırlıklı olmayan toplumlar maalesef her seferinde doğa üstü olaylara yenik düştü ve düşmeye de devam ediyor, yaşananlardan ders çıkartmadığımızı aşağıda internetten topladığım bilgilerden açıkça analiz edebilirsiniz.
28 Nisan 1903 Malazgirt: 6,7 maalesef 2626 kişi yaşamını yitirdi. |
9 Ağustos 1912 Mürefte: 7,3 maalesef 216 kişi yaşamını yitirdi. |
6 Mayıs 1930 Hakkâri: 7,2 maalesef 2514 kişi yaşamını yitirdi. |
26 Aralık 1939 Erzincan: 7,9 maalesef 32962 kişi yaşamını yitirdi. |
20 Aralık 1942 Niksar/Erbaa: 7,0 maalesef 3000 kişi yaşamını yitirdi. |
26 Aralık 1943 Tosya/Ladik:7,2 maalesef 2824 kişi yaşamını yitirdi. |
1 Şubat 1944 Bolu/Gerede: 7,2 maalesef 3959 kişi yaşamını yitirdi. |
19 Ağustos 1966 Varto: 6,9 maalesef 2394 kişi yaşamını yitirdi. |
28 Mart 1970 Gediz: 7,2 maalesef 1086 kişi yaşamını yitirdi. |
28 Mayıs 1971 Bingöl: 6,8 Maalesef 878 kişi yaşamını yitirdi. |
6 Eylül 1975 Lice: 6,9 maalesef 2385 kişi yaşamını yitirdi. |
28 Temmuz 1976 Çin: 8,2 maalesef 500000 kişi yaşamını yitirdi. |
24 Aralık 1976 Çaldıran/Muradiye: 7,2 maalesef 3840 yaşamını yitirdi. |
10 Ekim 1980 Cezayir: 7,3 maalesef 2590 kişi yaşamını yitirdi. |
23 Kasım 1980 İtalya: 7,2 maalesef 2375 kişi yaşamını yitirdi. |
11 Temmuz 1981 İran: 6,8 maalesef 1027 kişi yaşamını yitirdi. |
13 Aralık 1982 Yemen: maalesef 3000 kişi yaşamını yitirdi. |
30 Kasım 1983 Erzurum/Kars: 6,8 maalesef 1155 kişi yaşamını yitirdi |
19 Eylül 1985 Meksika:8,1 maalesef 12000 kişi yaşamını yitirdi. |
10 Ekim 1986 El Salvador:7,5 maalesef 1500 kişi yaşamını yitirdi. |
7 Aralık 1988 sovyetler Birliği 6,9 25000 kişi yaşamını yitirdi. |
21 Haziran 1990 İran: 7,7 maalesef 35000 kişi yaşamını yitirdi. |
16 Temmuz 1990 Filipinler: 7,7 maalesef 2000 kişi yaşamını yitirdi. |
20 Ocak 1991 Hindistan: 6,1 1600 kişi yaşamını yitirdi. |
1 Şubat 1991 Pakistan/Afganistan: 6,8 maalesef 1200 kişi yaşamını yitirdi. |
13 Mart 1992 Erzincan: 6,8 maalesef 653 kişi yaşamını yitirdi. |
12 Aralık 1992 Endonezya:6,8 maalesef 2200 kiş yaşamını yitirdi. |
30 Eylül 1993 Hindistan: 6,4 maalesef 22000 kişi yaşamını yitirdi. |
17 Ocak 1995 Japonya: 7,2 maalesef 3500 kişi yaşamını yitirdi. |
28 Mayıs 1995 Rusya: 7,5 maalesef 2000 kişi yaşamını yitirdi. |
1 Kasım 1995 Dinar: 5,9 maalesef 94 kişi yaşamını yitirdi. |
10 Mayıs 1997 İran: 7,1 maalesef 2000 kişi yaşamını yitirdi. |
4 Şubat 1998 – Afganistan: 6,1 maalesef 4500 kişi yaşamını yitirdi. |
30 Mayıs 1998 Afganistan:6,8 maalesef 3000 kişi yaşamını yitirdi. |
27 Haziran 1998 Ceyhan: 6,3 maalesef 84 kişi yaşamını yitirdi. |
25 Ocak 1999 Kolombiya: 6,2 maalesef 1200 kişi yaşamını yitirdi. |
23 Ekim 2011 Van: 7,2 maalesef ölü sayısı bilinemiyor. Depremler olmaya devam ediyor, doğanın dengesini bozan insanoğlundan doğa eninde sonunda intikamını alacaktır, unutmayın öldüren depremin şiddeti değil insanoğlunun hırsıdır. |
Hadi gelin bir kere daha bundan önceki yazımı okuyarak acı hatıralarımızı bulunduğu yerde rahatsız edelim. https://www.satinalmadergisi.com/lojistik-ve-dogal-afetler/
http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/lst9.asp Adresinden tüm bilgilere ulaşmak mümkünken aklımıza sadece deprem olunca gelen bu kurum bize neyi anlatmak istiyor?
Deprem olmadan depremin olacağını önceden bilmek bize avantaj sağlar mı, sorusunun cevabı elbette sağlar olmalı, lakin önceden bilemediğimiz ve kontrol edemediğimiz şeyler için her an olacakmış gibi teyakkuzda olmamız gerekmez mi?
https://www.afad.gov.tr/ bize neyi anlatmak istiyor, her an bizimde karşılaşacağımız deprem gerçeğinde bizler bireysel olarak önce kendimize sonra çevremize en sonda insanlığa nasıl katkı sağlayabiliriz?
http://www.ilkyardim.org.tr/hayat-kurtarma-zinciri.html Hayat kurtarma zincirinden ne kadar haberdarız?
https://www.dask.gov.tr/toplumsal-paylasim-etkilesimli-deprem.html Zorunlu deprem sigortası gerçekten zorunlu mu? Evet zorunlu olan bir Dask mevzuatı var yaptırımı sadece alım satım yaparken ve kiraya verirken olduğu için zorunlu deprem sigortası sadece depremlerde akıllara geliyor ve birkaç gün sonra unutulup gidiyor.
https://www.gib.gov.tr/search/node/%C3%B6iv Özel iletişim vergisi hakkında tüm soruların cevabını linkten bulabilirsiniz, 17 Ağustos 1999’da yaşanan deprem felaketinin ardından yaraların sarılması için ÖİV adı altında bir vergi düzenlemesi yapılmış toplanan paraların sadece deprem ve depremzedeler için kullanılacağı karara bağlanmıştı, ÖİV üzerinden tam 21 sene geçmesine rağmen birçok spekülasyon ile bugüne taşınan ÖİV için son durum nedir toplanan paraların akıbeti ne oldu bunları bilmek gerçekten mümkün değil.
Sahi toplanan paraların şeffaf bir şekilde kaydı tutuluyor mu?
Yapılan harcamalar şeffaf bir şekilde belgeleniyor mu?
Bu soruların muhatapları ya burada yada mahşerde cevap vermeye hazır olsunlar.
Deprem öncesi ve sonrası ihtiyaç duyulan kurum ve kuruluş adresleri.
http://www.turkiyedepremvakfi.org.tr/
https://www.siviltoplum.gov.tr/
Gelelim depremden sonraki ilk 24-48 saatlik süreçte yapılması gerekenlere.
48 saat canlar için kritik bir süreçtir, sonrasında Devlet yapması gerekenleri yapacak yaraları acilen saracak beka sorunu ortadan kaldıracaktır, 48 saatlik süreci iyi organize ederseniz can ve mal kaybınız en az düzeyde olur.
Bölge valisi olayı sahiplenmeli ve bölgenin süreç yönetimi sadece onda olmalıdır.
Acil eylem planı tek merkezden koordine edilmeli, deprem bölgesi karantinaya alınmalı ve yasaklı bölge ilan edilmelidir.
Hiçbir şekilde ilk 48 saat bölgeye Devlet güvenlik güçleri ve görevliler harici kimse alınmamalı, karantina bölgesi dışına acil eylem planı kampları ve yardım depoları oluşturulmalıdır.
Özellikle il dışından yardım için gelen görevlilere sivil halktan ayrılabilecek kıyafetler verilmeli ve her kıyafetin bir tanımı olmalıdır, yanlış yerde, farklı amaçlarla orada bulunan insanların kontrol edilmeleri kolaylıkla sağlanmalıdır.
Olası yangın, yağmalama, salgın hastalıklar için acil eylem planı devreye alınmalı, her iş için eğitim almış insanlar o koridorda değerlendirilmelidir.
Görevi harici kimse farklı bir eylem geliştirmemeli kendi başına kahramanlık peşinde olmamalıdır.
Sokakların içinde park halinde bulunan araçlar ve benzeri sokağı kapatan ne varsa boşaltılmalı, her an yardım ekibi sokakları kullanacak şekilde organize edilmelidir.
Bölge halkı güvenli bölgelere alınmalı, bina içerisinde kalabilecek isimler görevlilere bildirilmeli, hiçbir şartta enkaz bölgesine eğitim almamış insanlar yaklaştırılmamalıdır.
Her enkaz için gerektiği kadar ekip ve ekipman görevlendirilmeli, görevli insanlar sürekli kontrol edilmeli ve dinlendirilmelidir.
Arama kurtarma ekipleri her bina içinde yaşayan insanların isimlerini tespit etmeli, her bina için kurtarılacak isimler panoya yazılmalıdır.
Güvenli bölgelerde tuvalet, banyo, yiyecek ve içecek gibi temel ihtiyaçlar bulundurulmalı kurulacak dev ekranlardan bölge içinde olan bitenler video yardımıyla bölge halkına aktarılmalıdır.
Bölgeye gelen yardımlar bölge dışında güvenli depolarda tasnif edilmeli, gerekli kontrollerden geçen yiyecek ve içecekler sağlıklı şekilde depolanmalıdır.
Bölge içerisinde açıkta bulunan yiyecek ve içecekler bölge dışındaki güvenli depolara aktarılmalı, tasnif edildikten sonra ihtiyaç sahiplerine eşit miktarda dağıtılmalıdır.
Bölge içerisindeki yıkılmamış binaların yağmalanmaması için gerekli önlemler alınmalı, bölgenin mümkünse her karesi video kayıtlarına alınmalıdır.
Bölgedeki hastaneler özellikle her an ağır yarılalar için teyakkuz halinde olmalı, mümkün olduğu kadar ağır yaralı olmayan hastalar yakın illerdeki hastanelere transfer edilmelidir.
Ölüm hali hasıl olmuş insanlar kimlik tespiti yapılarak morglara kaldırılmalı, üzerlerindeki kıymetli eşyaları kayıtlara alınarak saklanmalı, asla defin işlemi 48 içerisinde yapılmamalıdır.
48 saat içinde bölgede yaşayan insanların sayımı yapılmalı, enkaz altında olası birileri varsa nokta atışıyla kurtarma çalışmaları yapılmalıdır.
Sonrasında kullanılabilir eşyalar tasnif edilmeli sahiplerine teslim edilmelidir.
Maddi boyutu yüksek olan eşyalar devlet güçleri tarafından koruma altına alınıp sahipleri bulunana kadar özenle saklanmalıdır.
Bölge dışından yollanan yardım malzemeleri için önce o bölgelerde tasnif depoları oluşturulmalı, tasnif edilen ürünler bölgeye uygun şartlarda yollanmalıdır.
Mümkünse uzak bölgelerden ilk 48 saat yardım malzemesi yollanmamalı, toplanan malzemeler, Kızılay gibi yardım kuruluşları ile entegre bir çalışmayla organize edilmelidir.
Özetleyecek olursak neye ihtiyacımız var?
Süreçleri yönetecek siyasi olmayan profesyonel bir komutana.
Komutanın emrinde işini çok iyi yapan subaylara.
Subayların emrinde organize olmuş çavuş ve onbaşılara.
Savaş kazanma edasıyla düşünmeden emirleri uygulayacak askerlere ihtiyacımız var.
Peki kim bunlar?
Doktorlar, hemşireler, hasta bakıcılar, güvenlik güçleri, Stk kuruluşlarının eğitim almış görevliler, din adamları, şoförler, iş makinası kullanan operatörler, kameramanlar, depo görevlileri, itfaiyeciler, aşçılar.
Sonuç olarak her an teyakkuzda olursak zararı en aza indirmiş oluruz, bunun için büyük çaplı tatbikatlar her zaman yapılmalı, her topluluğu bir halka olarak görmeliyiz.
Unutmayın en zayıf halkanız kadar güçlüsünüzdür.
Krizlerin yönetilmesindeki en kritik nokta, en tepedeki insanların olay mahallinde bulunması, Devletin gücünü hissettirmesidir.
Bizler maalesef her şartta işlerimizi son dakikaya bırakıyoruz, depremi yaşamadan önce her an deprem olacakmış gibi önlemlerimizi alsak her şey daha kolay ve anlamlı olacaktır, her ailenin acil eylem planı olmalı, kıyafetleri, kıymetli eşyaları aile bireylerinin bildiği yerde olmalı, olası sorunlarla mücadele etmeyi öğrenmeli ve metanetli olmayı bilmelidir, deprem yaşam alanları oluşturulmalı, deprem çantası sürekli güncel tutulmalı, ev içinde olası senaryolar üzerinde tatbikatlar yapılmalıdır.
Yönetmen varsa oyuncular bir şekilde kendilerine biçilen rolü oynamak durumunda kalırlar, aksi durumda kim ne yapacağını bilmez, kaos ortamı hasıl olur ve panik havası ile başı boşluk olayları içinden çıkılmaz hale getirir.
Deprem kaçınılmaz bir son ise depreme hazırlıklı olmak her zaman bizleri güçlü kılar, sonrasında bundan önceki depremlerde olduğu gibi, güçlü Devletimiz yaralarımızı saracak eski yaşantımıza kavuşmamız için gereken tüm çalışmaları tamamlayacaktır.
Elâzığ Depreminde yitip giden canların mekanları cennet olsun sevdiklerine ve ülkemize sabrı cemiller diliyorum.
Sevgiyle kalın.
8 Yorumlar
su sıralar araştırma yapıyordum bu makale ile karşılaşmam iyi oldu paylaşımdan ötürü teşekkür ederim
Verdiğiniz detaylı bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim
epeyce faydalı bir makale oldu benim için karşılaştığıma sevindim
verdiğiniz detaylı bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim
düzenli olarak ziyaret ettiğim sitelerden biri ve yine faydalı bir makale olmuş sap olun
detaylı bir makale olmuş epey faydasını göreceğimi düşünüyorum teşekkürler
Detaylı bir içerik olmuş. Üstelik de akıcı. Teşekkürler
Detaylı bir makale olmuş. Baştan sona okudum ve karşılaşmış olduğum için de mutluyum. Teşekkür ederim.