24 KASIM

Her yıl olduğu gibi bu yılda iyisi ve kötüsü ile Öğretmenler gününü kutlamaktayız.

Öncelikle Başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere üzerimizde emeği olan tüm öğretmenlerin bu güzide gününü kutlamak istiyorum.

Bilindiği üzere aslında eğitim önce aileden yani bireylerin yetiştiği ortamda başlamakta, sonra okulda devam etmekte, en nihayetinde iş yerinde kendimizi geliştirmekle perçinlenmekte.

OECD verilerine göre durumumuz ortada Peki Eğitim sistemimize baktığımızda biz neden sınıfta kaldık?

Raporları incelerseniz Bilim, Matematik, Okuma alanlarında ortalamaların çok altındayız, 2000 li yıllardan önce eğitim seviyemiz düşük olmasına rağmen sanayilerde yetişen personellerin üretime katkısı bir hayli fazlaydı.

Daha sonraki yıllarda ise her ilimize en az bir üniversite açılırken, yurdumun her köşesinde eğitim yuvası adı altında nur topu gibi dershanelerimiz olmuştu, sanayilerde ve köylerde çalışacak çocuk kalmadığı için ebeveynler çocuklarının geleceği için ağır yüklerin altına girmiş, köylerden şehirlere göçler başlamış, mutfaklarında yiyecek ekmekleri olmamasına rağmen benim çocuğum Mühendis olacak diye ne fedakarlıklar yapılmıştı.

Çok şükür ülkemizin her ilinden binlerce Mühendislerimiz yetişti ve yetişmeye devam ediyor hatta her evde en az 1 tane üniversite mezunu işsiz gencimiz var, iş bulanların büyük kısmı ise bizim kadromuzun % 80 mühendis diyen devasa şirketlerde asgari ücretle çalıştırılmaya mecbur bırakılıyor, sebebi deneyiminiz yok…

Biz nerede hata yaptık?

Çocuklarımızı okutmak mı hataydı? Her ile Üniversite açmak mı?

Binlerce öğretmen kadrosu açıp onlara al maaşını sesini çıkartma demek mi hataydı? Yoksa iki-üç yıl arayla eğitim sistemini sil baştan değiştirmek mi?

Hata devlet büyüklerinde miydi? Körü körüne biat edercesine sisteme ses çıkartmayan bizlerde mi?

Geçmiş geçmişte kaldığına göre hatanın kimde olduğu bizlere çok bir kazanç sağlamayacağı ortada, geçmişe takılı kalanların ilerleyemeyeceğini de hepimiz biliyoruz.

Aslında çözümü hepimiz biliyoruz ve çözüm elimizin altında, üretmeliyiz yani çok çalışmalıyız, eğitim sistemini baştan sona son kez değiştirip üreten, çalışan ve üniversite mezunu mühendisleri yetiştiren sistemi hayata geçirmeliyiz.

”25 milyar dolarlık kaybın haritası”

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD), geçtiğimiz yılın Ekim ayında paylaştığı bir çalışmada ise Türkiye’de “çalışmayan ve eğitim/öğretim görmeyen” gençlerin ekonomiye üretime katılmamaktan kaynaklanan “maliyetinin” GSYH’ nin % 3,4′ ü, yani yaklaşık 25 milyar dolar olduğunu açıkladı. Raporun Türkiye bölümünde ülkede hem çalışmayan hem de okumayan gençlerin oranının büyük oranda düştüğü, ancak Türkiye’nin bu alanda yüzde 30 ile 35 OECD ülkesi arasında en yüksek orana sahip olduğu belirtiliyor. Kurumun bu yıl yaptığı bir diğer çalışmada ise nitelikli iş gücü en düşük olan ülkeler sıralamasında Şili lider, Türkiye ikinci sırada. Japonya ise bu alanda en iyi durumdaki ülke konumunda.

Baş öğretmen Mustafa Kemal ATATÜRK ne demişti, ”Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.

Öyleyse;

Açtığın yolda, kurduğun ülkede, gösterdiğin amaçta, hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim,

Varlığım;

Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!

Tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler gününü kutluyorum.

Bir nesil sizin eseriniz olacak, öyleyse o nesil içinden binlerce Atatürk çıkartmak için elinizi vicdanınıza koyunuz…

Sevgiyle kalın…