Skip to content
Neler Oluyor?

Neler Oluyor?

Her zaman olduğu gibi kontrolsüz güç, güç değildir diyerek yazıma başlamak istiyorum. Hadi gelin önce sorunlarımızı yüksek sesle ele alalım.

-Taşıma sektöründe neler oluyor tam anlamıyla biliyor muyuz?

-Sektör oyuncularının hedefleri nedir, sektörde gidecek ne kadar yol var, kim neden neye iştah kabartıyor, lojistik sektörünün ne kadar yatırıma ihtiyacı var?

 -Nereye, ne kadar yatırım yapılmalı?

-Sektörün mevcut büyüklüğü ne kadar? Bu sorunun cevabı tam olarak kim ya da kimler tarafından biliniyor?

-Örnek:

-Yılda kaç koli taşınıyor, sektörde kaç araç var, taşıma kapasitemiz ne kadar, kaç m2 depo mevcut, ne kadar katma değerli iş yapılıyor?

-Soğuk hava taşımacılığı, ADR, gıda, giyim, kozmetik vb. taşınan ürünlerin sektör üzerindeki ağırlığı, kapladığı alan, ne kadar?

-Kaç personel bu sektörlere hizmet ediyor, hangi saatler arası toplama ve teslimat yapılıyor, toplamalar en çok hangi şehirlerden hangi şehirlere yapılıyor, mikro dağıtım konusunda neredeyiz ve ne kadar dijitalleştik?

-2021 – 2025 yılları arasında lojistik sektöründe ne kadar büyüme bekleniyor ve bu konuda yapılan planlamalar neler? Diğer bir deyimle gidilecek ne kadar yolumuz var?

-Sektörde depolama, taşıma, son nokta dağıtım gibi ana kalemlere bakıldığında aksayan yerler tam olarak biliniyor mu?

-Pandemi süreci hiç tartışmasız dünya düzenini değiştirdi ve yakın bir zamana kadar lojistik sektöründe kargo diye tabir ettiğimiz alana yeni oyuncu giremez diye konuşuluyorken bugün sektöre yeni oyuncular girmek için sıra bekliyor. Ancak pandemi bir ömür sürmeyeceğine göre yapılan bu yatırımların çöp olması kaçınılmazdır diye düşünüyorum. Bu durumda şu soru ortaya çıkıyor, gelecek dönemde kim ya da kimler ayakta kalacak?

Ya da Batacak?

-Şirketler varlıklarını sürdürebilmek, kâr edebilmek ve büyüyebilmek için hangi stratejileri hayata geçirip nasıl bir yol izleyecekler diğer bir deyimle yol haritalarını hangi mastara göre hizalayacaklar?

Biraz da çözüm odaklı konuyu ele alalım istiyorum.

Sanıyorum sektörde aksaklığa uğramayan bir yer yok gibi. Olaylara biraz pozitif bakacak olursak sorun da belli çözüm de diyebiliriz. Öyleyse ilk ve en önemli sorunumuz mevzuat…

Nasılsa kimse kontrol etmiyor zihniyetinin sebep olduğu adaletsiz rekabet sektörün önündeki en büyük engel. Bu koşullar içinde yalnızca günü kurtarmaya devam ediyoruz. Büyüdük mü, şişmanladık mı? Lütfen bu soruyu kendinize sorup rakamlar ile cevap veriniz bir kurumu yöneten de ve denetleyen de aynı kişi olduğu sürece lütfen başarı ve samimiyet aramayınız. Küçük bir öneri, zaten olmazsa olmazımız, kendinizi denetleyecek gerçek kişilerle iş birliği yapınız.

Yapılması gerekenler aslında çok basit değil lakin karamsar olmayın çözümsüz de değil. Dijitalleşmenin ve teknoloji 4.0 ‘ın konuşulduğu bir dünyada kontrolsüzlük kavramı kabul edilebilecek bir olgu değil, yazımın başında söylediğim gibi “kontrolsüz güç güç değildir.” Bu sorunlarımıza çözümü devlet tekelinde bulamazsak korkarım her şartta çok yakında ya batan ya da yurt dışına satılan birçok kargo firmasını görmeye hazırlıklı olmalıyız diye düşünüyorum.

Diğer bir gündem maddemiz E-Ticaret mi, E- İhracat mı?

Bir ülke ham maddeyi alıp üretip mamule dönüştürmez ise büyümesi mümkün değildir. Büyümeyi sağlamak için katma değerli işler yapılmalı ve önce ülkenin kendisi doyurulmalı, sonraki adım da ise ihracat yapılmalıdır. Özellikle gelişen ve yönünü dijitalleşmeye çeviren dünya düzeninde ülke olarak e- ihracatımızı en üst noktaya taşımalıyız ve 11. kalkınma planındaki hedefleri yerine getirmek ve daha iyisi için beraberlik ve iş birliğini sağlamalıyız.

Öte yandan e- ticaret konusunu incelediğimizde e – ticarette iş modellerinin her gün kendisini yenilediğini ve bugün artık makineler arası siparişten bahsetmeye başladığımız iş modellerinden konuşabildiğimizi görüyoruz. Bu iş modellerinden kısaca bahsedecek olursak:

  • B2B ‘Business to Business’ İşletmeden İşletmeye
  • B2C  ‘ Business to Consumer’ İşletmeden Tüketiciye–
  • C2C ‘Consumer to Consumer’ Müşteriden Müşteriye
  • B2G ‘Business to Government’ İşletmeden Devlete
  • M2M ‘Machine to Machine’ Makineler Arası

Gördüğümüz gibi e-ticaret için farkında olmadan pek çok teslimat şekli üretmişiz. Dipnot “M2M” nereden çıktı diyenlere pek yakında size gerek kalmadan buzdolabı süt, çamaşır makinesi deterjan siparişi verecek bilginize. Zaten veriyor da…

Sonuç olarak pandemi ile gündeme gelen lojistik sektörü için gidilecek çok yol var ister üreten ister ihracat yapan, ister e-ticaret işine giren ve hatta isterse şirketinin önünde satış ofisi açan firma olsun kim ne yaparsa yapsın yolu mutlaka lojistik ile kesişecektir.

 Lojistik firmalarının yapması gerekenler;

Uzun vadede kazanmak için yol haritasını doğru belirlemek.

Bu yola çıkarken bu işin bir maraton olduğunu unutmamak ve kısa süreli çözümler ve günlük kazançlar yerine; Kalıcı çözümler ile uzun vadeli kazançlara odaklanmak. Aynı zamanda bu süreçlerin doğru işlemesi için öncelikle en önemli yatırımın kalifiye personel olduğunu, sonrasında teknoloji yatırımın çok büyük önem taşıdığını kavramak. Öte yandan rakipleri ile birlikte gelişmek zorunda oldukları gerektiğinin de farkında olmak. Unutmadan Kendi Forklift operatörünü yetiştirmezseniz 5 yıla kalmaz operasyonlara kendiniz çıkarsınız.

Başarı için birlik ve beraberlik şart. Aynı istikamete giden iki yarım araç yerine ortak akılla yönetilip sevk edilecek tek araç ülkeye ve işletmelere daha fazla değer katacaktır. Bu sebeple bakış açınızı buraya doğru yönlendirmenizi rica ediyorum. Depolarınızı ekipmanlarınızı hatta personellerinizi ortak payda da buluşturmayı ihmal etmeyin.

Birlik ve beraberlik yapamıyoruz diyorsanız biz buradayız. Arayın ortak noktada kazançların eşit dağıtıldığı projeleri sizlere sunalım. Hedefimiz dün olduğu gibi yarın da dostu dost ile buluşturup kaybedenin olmadığı bir dünya oluşturmak.

Sağlıklı Günlerde Lojistikle Kalın

Recep Koca

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir