Skip to content
Ne Kadar Hazırlıklıyız

Ne Kadar Hazırlıklıyız

Ne kadar hazırlıklıyız ..?
Doğum nasıl hayatın bir gerçeği ise ölümde bir o kadar gerçek.
Gelin görün ki doğum mucizesi ile yüzümüzde açan mutluluk çiçeği ölümün soğuk haberiyle
Sevinç yerini hüzün’ e bırakıyor.
Elbette kabul edilmesi zorda olsa, yaşamın bir gerçeği olan bu ölüm hadisesine ne kadar hazırlıklıyız?
Ölüm aslında bir son değil sonsuzluğa gidilen yolun başlangıcı hatta adı…
Yolcu yoluna gidiyor’ da yolcusunu uğurlayanların durumu ne olmalı?
*Ne yapmalıyız?

*Nasıl davranmalıyız?
Toplum olarak sevdiklerimizi, beğendiklerimizi hatta gurur duyduklarımızı nasıl göstere, göstere lanse ediyorsak, istemediğimiz kendimize ve sevdiklerimize yakıştıramadıklarımızı da saklamakta üzerimize yok.
Doğum ve ölüm bize aynı mesafedeyken doğumuna hazırlıklar yaptığımız sevdiklerimiz için Ölümü anında neler yapacağımızı ne kadar biliyoruz?
Namahrem’lerimiz vardır bizim, özel anlarımızın başkaları tarafından bilinmesini genelde istemeyiz, peki o zaman o en çaresiz anı bu işi sadece meslek edinmiş insanlara neden bırakıyoruz?

Gerçekten işini layıkıyla yapıyor mu?

Varsayalım ki yapıyor, aslında kimsenin bilmesini istemediğimiz sevdiğimizin o anını neden paylaşıyoruz?

Mezarlıkta defin işi kefen işleyişinden farksız, Yemek, yemek su içmek gibi bilmemiz gerekenleri maalesef bilmiyor öğrenmiyoruz ölümün adı soğuk oysa
Kaçınılmaz bir son yaşayan her canlı ölümü tadacaktır kim olduğu nasıl yaşadığı hiç önemli değil.
Günler hızla geçiyor, oysa günler hatta seneler sonraya planlar yapıyoruz, bir saniye sonranın garantisi yokken bunu sadece bir cenaze merasimine katıldığımızda anımsıyor orada da nasıl davranacağımızı bilemiyoruz bazen kuru kalabalık tabiri cuk diye oturuyor orada bir kalabalık bir uğultu var lakin geldik bulunduk ya edasıyla.

Sen sana yapılmasını istemediklerini başkasına yapma sana yapıldığında hoşuna gidecek gururunu okşayacak şeyleri karşıdakilere yap hayat felsefemiz bu olmalı diye düşünüyorum.
Farkında mısınız tahammül denilen şeyi yitirdik, yarınlarımız karanlıkta kaldı, hiç bir şey için geç değil, bilmediklerimizi soralım öğrenelim gidelim ki bize de gelsinler

Sevgiyle kalın

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir