Skip to content
Vicdan

Vicdan

Vicdan…
Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç… “Tüm insanlar dünyaya, kafa ve yüreklerinde bir iç mahkeme ile gelirler. Bunun adına vicdan denir.”
Tür dil kurumu tamda bu şekilde açıklamış vicdan denilen şeyi…
Oysa günümüzde bu kelimeyi kendimiz yerine,  başkalarının üzerinde nasılda hoyratça harcıyoruz öyle değil mi?
Türk Dil Kurumu’nun  yanı sıra bende ‘VİCDAN’ Kelimesini kendine yapılmasını istemediğin şeyi bir başkasına yapma olarak yorumluyorum.
Dejenere olduğumuzdan, gençlerimizin sorumsuzluklarından, trafikten, işten, işsizlikten
vs. vs. aklımıza gelen her şeyden şikâyet ediyoruz…
Şikâyet ettiğimiz her olguyu çekinmeden nedense kendimiz yapıyoruz.
Oysa bu dünyanın bize miras değil yarınlara iletmemiz gereken emanet olduğu gerçeğini her zaman es geçiyoruz.

Peki, nedir bizi bu denli hırslı kılan?
Yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımızın geleceği için çabalarken onlardan esirgediklerimizi hiç düşündünüz mü?
Mutluluk insanın yüreği kadardır derler, hayallerini ulaşabileceğin yere asarsan onlara ulaşman o denli kolay olurmuş bunu öğrendim, oysa mutluluğun tarifi yokken, Çocuklarımıza; yok’ u tüketmeyi öğrettik ve bunun adına mutluluk dedik, lüks yaşıyorsa insan mutlu yaftasını da yapıştırdık
Peki neden bu denli şikâyet o zaman? En lüks evler, arabalar, kıyafetler, lezzetli çeşit çeşit yemekler
süslemiyor mu hayatımızı?
Çağ atlamak teknolojiyi yakalamak yaşam standartlarını yükseltmek gibi birçok şeyi elde ettik çok şükür… Eskiden sadece köy bakkalında bulunan telefon artık avuç içine tüm dünyayı sığdırır hale geldi.
Peki, gelirken bizden götürdükleri?
Çok şükür okumuş tahsilli bir nesil olduk artık olmaya da devam ediyoruz, eski insanları bazen beğenmiyor geri yaftası ile itham ediyoruz oysa bizi ananeden kalma yöntemler ile yetiştiren o insanlar acaba diye hiç endişe duymamış bizleri yetiştirirken?
Oysa kitap, teknoloji, imkân ne varsa kullandığımız şu günümüzde bizler endişe duyuyoruz yetiştirdiklerimiz için…
Nedeni ise ileride ne kadar maaş alacaklar masanın hangi tarafında oturacaklar vs. vs.
Oysa endişe bu olmamalı!
Aslında biz evlatlarımızı yetiştirirken makam ve mevki kaygısını enjekte ediyoruz çünkü:
Onlar bizim bu dünyadaki övünç kaynaklarımız. Oysa
içine Vicdan denilen şeyi damıtmalıyız, damıtmalıyız ki yarın acaba bu çocuk bize bakar mı endişesi duymayalım. Evlatlarımızla öğünelim lakin evi, arabası, parası ile değil Yaşama felsefemiz olan insanlığı ile…
İçinde kaygı duymadan yaşayabileceğimiz, özlem duyduğumuz keşke kelimesinin anlamını yitirdiği
bir dünyada yaşlanmak ümidi ile.

Sevgiyle Kalın.

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir