İLETİŞİMDE GELDİĞİMİZ NOKTA

Sevgili Oğlum; Anıl Buğra yazılar senin için yazıyormuş gibi görünse de bu sene üniversite sınavına girmiş onlarca insana senin ismine hitaben yazılmakta, biz nasılsa iletişim konusunda seninle sıkıntı yaşamıyoruz, en azından ben öyle düşünüyorum.

Öncelikle dün olduğu gibi bu gün hatta yarın üniversiteye giremeyen onlarca insan olacaktır ve sende bunlardan bir tanesi olabilirsin.

Önce otur bir düşün ben nerede hata yaptım?

Ne yapmak seni mutlu eder?

Bir sene daha bekleyip hazırlanıp seneye şansını tekrar mı denemelisin?

2 yıllıkta olsa şuan kalifiye personel açığı bir çok sektörde iş var, hoşuna giden birisinde kendini en iyi şekilde yetiştirip hem yüksek maaş hem iş sahibi mi olmalısın?

Puanım 4 yıllık nereye yeterse yetsin 4 yıllık bir üniversite okudu desinler diye ne denk gelirse kayıt mı olmalısın?

Bunlara karar vermen için önünde çok zaman kalmadı,

14/08/2020 Tercihler sona eriyor sakın unutma.

Çok güzel bir tercih robotu yapmışlar, https://universitetercihleri.com/yks-tyt-ayt-tercih

Ayrıca tüm okullarda, sosyal medyalarda, özellikle LinkedIn ‘ de bir çok gönüllü insan var, bırak elindeki oyun telefon vs ne varsa hayatına yön vereceğin şu son günleri bir ömür içinde olacağın sektör ve seni ne mutlu ederi araştırmaya başla.

Aşağıdaki linki tıklarsan lojistiğe dair sorularına cevap bulabilirsin, baktın aklına takılan şeyler var whatsap üzerinden yaz destek olalım aklına takılan sorulara birlikte cevap verelim, 0 543 485 6 222

Ben kimleri takip etmeliyim diyorsan?

Gurkan Kavrazli

Yavuz Gülsoy

Hakan ACAR

Nesrin FIRAT

Gibi isimler kendilerini size adamış kişiler, ve tabi daha onlarca dostumuz kendi alanında size destek için hazır bekliyorlardır.

Önce sen ne istediğine karar ver, gerisi zaten kendiliğinden gelecektir.

Soru şu seni ne mutlu eder?

Sevgilerimle…

SIFIR KUŞAĞI GELİYOR

X, Y, Z kuşaklarından her biri kendine has özellikleri ile zamanlarını yaşadılar.

Her bir kuşak kendisinden sonraki kuşakları “bizim zamanımızda…

Şöyleydi”, “erken doğduk” gibi söylemlerini kullanmaktan çekinmedi, bu gibi yorumlamalar da kendi kuşağının doğrularını benimseyip ilerisine gidememekten kaynaklı.

Kuşak çatışması dediğimiz olay da buradan çıkıyor, yalnız aynı yaşayan coğrafyada herkes aynı yüzyılı yaşamadığı için yine de farklılıklar gösteriyor, yani İstanbul’da yaşayan Y kuşağı ile kırsaldaki Y kuşağı kişisi aynı özellikleri taşımıyor ama ilerleyen on yıllarda teknoloji çok daha fazla ilerleyeceği için aynı kuşak arasındaki fark şimdiki gibi olmayacak.

Efsane “Sıfır Kuşağı” geliyor ki yüzyılda çığır açması beklenilen kuşak o.

Bilgi çağını, bilgelik çağına dönüştüremezsek işimiz çok zor, çünkü Z kuşağından sonraki kuşak “Sıfır Kuşağı” olacak. Ahlaki, sosyal ve insani normların ön planda olacağı ve öğretildiği nesiller yetiştirilmeli.

Günümüzde teknolojik gelişmeler ile ekonomik ve sosyal hareketliliğin artması toplum azdırdı, boşanmalar ve suçlar arttı, bunlara ek olarak insanımızda stres arttı sonradan görme, özenti ve gösteriş popülasyonu arttı üretmek istemeyen bir nesil ortaya çıktı.

Bu durumla mücadele edecek, edebilecek bir eğitim modeline ihtiyaç var kendisinden istenmedikçe insan yardım etmek istemiyor, hatta kılını bile kıpırdatmak istemiyor insan kendine yardımsever olmadığı yardım etmediği gibi başkasına da yardım istemiyor.

Genlerle ilgili bir durum değil bu bu durumu, konuyu önemsemeli ve üzerine eğilmeliyiz, aksi durumda işimiz çok zor olacak ki bunun bedeli de ağır olur.

Dünya tek kültür mü olmalı?

Doğal olarak biz de bu tek kültürden mi olmalıyız?

Yoksa, kendi yerel kültürümüze sahip çıkarak onu korumalı mıyız?

Önce ebeveynlere (anne ve babalara) düşüyor en büyük görev sözle söylemle değil eylemle, hareketlerimizle görsel olarak örnek olmalı, evlatlarımızın nasıl birer insan olmasını istiyorsak önce biz “o” insan olmalıyız.

Sevgiyle ve sağlıkla kalın.

Gürkan KAVRAZLI

Lojistik Sektör Danışmanı, Bireysel Danışman, Yazar, Eğitmen