İnsani Yardım Lojistiği

Önceki yazımlarımdan Lojistik Yönetimi ve Tedarik Zinciri Yönetimi’nin ne kadar kıymetli ve olmazsa olmazımız olduğunu az çok kavradığımızı düşünüyorum. Kısaca hatırlamak gerekirse; Tedarik Zinciri Yönetimi bir ürünün tarladan çatala olan tüm çerçevesini kapsamaktadır. Bir başka deyişle; ürünün daha tohum halinden yediğiniz yemeğe kadarki sürecidir. Lojistik Yönetimi ise zincirler arasındaki bağdır. Taşınması, paketlenmesi, stoklanması, depolanması, müşteri hizmetleri gibi aktiviteleri mevcuttur ve hepimizin bildiği olmazsa olmazı “Lojistiğin 7D Kuralı” bulunmaktadır. Bunlar; Doğru ürün, Doğru miktar, Doğru biçim, Doğru zaman, Doğru kaynak, Doğru yol, Doğru fiyat. Bunlardan biri bile doğru olmaz ise müşteriyi kaybetme şansımız çok yüksektir. Örneğin; Amerika’dan bir adet haftaya Salı gününe 10.000 TL’lik bilgisayar siparişi verdiniz. Ürün Salı değil de Perşembe günü geldi. Firma hakkında negatif düşünmez misiniz? Veya ürün Amerika’dan değil de başka bir ülkeden geldi. Firma hakkında negatif düşünmez misiniz? Veya üründen 2 adet geldi. Firma hakkında negatif düşünmez misiniz? Veya ürün eksik parçalı geldi. Firma hakkında negatif düşünmez misiniz? Veya ürünün fiyatı yükseldi ve size ekstra fatura çıktı. Firma hakkında negatif düşünmez misiniz? İşte bu 7D’den 1 tanesi bile yanlış olursa müşteriyi kaybetme hatta ve hatta pazardan silinme olasılığınız yüksek olur.

Lojistik Yönetimi ve Tedarik Zinciri Yönetimini hızlıca hatırlatma yaptıktan sonra alanında uzmanlaştığım bölüme giriş yapıyorum.

Şimdi, bu zamana kadar anlattıklarım hep ürün vb. kargo üzerineydi. Bundan sonraki yazacaklarım insanlar yani bire bir bizi ilgilendiren kısmı.

“İnsani Yardım Lojistiği (Humanitarian Aid Logistics)”.

Bilindiği üzere değişen ve gelişen Dünyamızda birçok doğal ve insan kaynaklı afetler meydana gelmektedir. Depremler, savaşlar, yangınlar, kasırgalar, seller, tsunamiler, heyelanlar, erozyonlar, donlar, çığlar kıtlıklar,  hortumlar vs. Dünyamızda 31 farklı doğal afet yaşandığı gözlemlenmiştir. Elbette bu doğal afetler ülkeden ülkeye hatta ilden ile değişiklik göstermektedir. Türkiye’de en çok görülen doğal afetler sırayla dolu, sel, taşkın, don, heyelan, kasırgalar, kuraklık, şiddetli yağış, yıldırım, çığ ve kar olduğunu araştırmalarım sonucunda söyleyebiliriz.

Bu durumlarda kriz yönetimi oldukça hassas ve önemli bir konudur. Çünkü bir tarafta depremde, selde, yangında veya kasırgada evini, eşyasını kaybetmiş ihtiyaç sahibi kişiler bir tarafta da onlara gıda yardımı, hijyen paketi yardımı, kıyafet yardımı veya nakdi yadım yapmak isteyen yardımsever kişiler. İşte tam da bu noktada İnsani Yardım Lojistiği devreye girmektedir ve bunların müthiş bir şekilde yönetilmesi gereklidir. Çünkü yardımların doğru yerde, doğru miktarda ve doğru zamanda olması çok önemlidir. Elbette bu alanda da birçok görev yapan kurum ve kuruluşlar ülkemizde bulunmaktadır (AFAD, Kızılay vb.).

Bu kurum ve kuruluşlar tahmin, talep, tedarik, ulaşım kısacası Lojistik Yönetiminin planlanmasıyla birlikte gelen yardım paketlerini doğru miktarda, doğru yere ve doğru zamanda gönderebilmeleri büyük önem taşır.

Bir senaryo üzerinden konuyu daha da pekiştirelim. Farz edelim ülkenin birinde 2040 yılının haziran ayında bir yangın meydana geldi ve kimi insan evlerini, kimileri de eşyalarını kaybettiler. A noktasındaki ihtiyaç sahipleri çocuklu aileler, B noktasındakiler ise yaşlı bireylere sahip aileler olarak belirleyelim. Bir tarafta da yardımsever vatandaşların olduğunu varsayalım. Elimizde 6 kamyon oyuncak ve bebek bezi var ve bunları A noktasına götürmemiz gerekiyor. Şimdi, Lojistik Yönetiminin planlamasını çok iyi yapmamız gerektiğini biliyoruz ancak farz edelim ki planlamayı çok da iyi yapamadık ve A noktasına götürmemiz gereken yardım paketini haziran ayında değil de kasım ayında götürdük üstelik B noktasına. Eyvah!!!! Çünkü orada yaşlı bireyler var ve zaman oldukça ilerlemiş. İşte yanlış zamanda yanlış yere götürdük ve sonuç hüsran. Ne yardımseverlerin istekleri yerine geldi ne de ihtiyaç sahiplerininki. Elbette bu örnekleri çoğaltmamız, senaryolar üretmemiz mümkün. Temelde dikkat etmemiz gereken noktalar şunlar; doğru zaman, doğru yer, doğru miktar (right time, right place, right amount).

Uzun lafın kısası aslında bu afetlere ne kadar çabuk müdahale ettiğimiz ve ne derecede yararlı olduğumuzdur (yiyecek, yaralıların taşınması, ekipmanlar, arama kurtarma ekiplerinin afet bölgesine mesafesi, ilk yardım malzemeleri gibi) ve unutmayın! Her şeyden önemli olan “İnsan Hayatını Kurtarmaktır”.

Şekil 1: İnsani Yardım Lojistiği

Kaynak: Yontucu, Ayşe Begüm. Modeling eligibility for humanitarian aid distribution: The case of Syrian people under temporary assistance in Turkey. Yüksek Lisans Tezi, İzmir Ekonomi Üniversitesi, 2019.

Değerli okuyucularım; dilerim “İnsani Yardım Lojistiği” kavramını bir nebze de olsa tarafınıza aktarabilmişimdir. Bir sonraki sürpriz yazımda buluşmak umudumla… J

Kendinize her daim iyi davranın ve beni takipte kalın. J

TEDARİK ZİNCİRİ

Bir önceki yazımda Lojistik Yönetiminin (Logistics Management) ne anlama geldiğini, öneminin ne kadar büyük olduğunu ve yaşamımızın tam da kendisi olduğunu kendi dilimce anlatmaya çalıştım. Kısaca hatırlamak gerekirse Lojistik Yönetimi;  doğru ürünün doğru zamanda doğru miktarda doğru şekilde doğru yere ulaştırılmasına verilen isimdir.

Peki, bu ürünlerin tedariği nasıl oluyor? Üreticiden tüketiciye nasıl gidiyor?

İşte tüm bu soruların cevaplarını ise bize Tedarik Zinciri Yönetimi (Supply Chain Management) veriyor. İlk üreticiden son tüketiciye veya tarladan çatala kadar ki süreçte yer alan tüm operasyonları, bilgi akışlarını, tedarikçi & hammadde bilgilerini, yönetimsel & lojistik faaliyetlerini, insan & finansal kaynaklarını ve müşterilerini kapsayan bir kavramdır. Bir başka deyişle tedarikçiden müşteriye kadar ki süreçte ürün hizmet ve bilginin taşınmasıdır.

Lojistik ile tedarik zinciri iç içe olduğu için arasında benzerlik oldukça fazladır. Genellikle çok karıştırılmalarına rağmen; Lojistik Yönetimi, Tedarik Zinciri Yönetiminin bir parçasıdır ve en önemli halkasıdır.

Tedarik Zinciri Yönetimini adı üstünde bir zincir olarak düşülebiliriz. Bu zincirin halka sıraları da (1)tedarikçi (supplier), (2)üretici firma (manufacturer), (3)perakendeci (retailer) ve (4)müşteri (customer) olarak tanımlayabiliriz. “Lojistik bunun neresinde?” dediğiniz duyar gibiyim. Lojistik her bir halkayı birbirine bağlayan kısımdadır. Şekil 1’de detaylı olarak gösterilmiştir.

Şekil 1: Tedarik Zinciri Yönetimi

Şekil 1’den anlayacağımız gibi Lojistik Yönetimi bir sistemdir. Eğer Lojistik Yönetiminin bir tanesi bile aksar ise tüm halkalar olumsuz etkilenir.  Örneğin; ürün tedarikçiden üretici firmaya ulaştırma aşamasında kamyonda veya gemide veya trende veya uçakta bir sıkıntı meydana geldi ve kargo üretici firmaya ulaşamadı. Böylece perakendeci de kargosunu alıp müşterisine satış yapamadı ve zincir tamamen dağıldı. Verdiğim örnek Lojistik Yönetiminin sadece sevkiyat problemidir. Daha farklı problemler de meydana gelebilir (depoda, stok yönetiminde, üretimde, paketlemede, elleçlemede vs.).

Yukarıda da bahsettiğim gibi Lojistik Yönetimi ve Tedarik Zinciri Yönetimini ayrı düşünmek imkânsızdır. Ancak arasında bazı farklılıklar da vardır. Bunlar tablo 1’de sergilenmiştir.

Tablo 1: Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi Arasındaki Kavramsal Farklar

LOJİSTİK YÖNETİMİ BAKIŞ AÇISINDANTEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ BAKIŞ AÇISINDAN
  Lojistik; üretim, yer seçimi, envanter, istifleme ve taşımacılık gibi firma içerisinde meydana gelen bütün operasyonel faaliyetleri içerir.  Tedarik Zinciri Yönetimi ise ürünlerin pazara sunulması esnasında zincir üzerinde bulunan bütün firmaların lojistik fonksiyonlarının birbirlerini etkileyerek operasyonel etkinliğin ve müşteri yanıtının sağlanması halinde varlığından söz edebileceğimiz bir kavramdır.  
    Tedarik noktasından son kullanıcıya doğru olarak ürünün ve iki yönlü olarak ilgili bilginin akması yoluyla arzulanan düzeyde müşteri yanıtının sağlanması Lojistik Yönetiminin hedefidir.  Etkin müşteri yanıtının, firmalar arasında kurulan koordinasyon sayesinde en düşük toplam maliyetle sağlanması Tedarik Zinciri Yönetiminde hedeflenmektedir. Bu amaçla iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlar; (1) yayılmış üretim ve (2) parçaların birbirleriyle uyumlu olarak birleştirilebilmesini ifade eden modüleritidir.  
  İnsan kaynakları ve ekipman teknolojisi lojistik faaliyetlerini etkin bir şekilde yürütebilmek için gerekli olan önemli unsurlardır. Diğer bir Lojistik Yönetimini firmanın lojistik ihtiyaçlarına yönelik olarak gerçekleştirilen stratejik yönetim faaliyetleridir şeklinde adlandırabiliriz.  Değer zinciri üzerindeki firmalar arasında iş birliğinin sağlanabilmesinde bilgi teknolojilerinden faydalanılması önemlidir. Bu sayede firmalar arasında kazan-kazan politikası oluşturulabilmektedir. Bu nedenle Tedarik Zinciri Yönetimi için firmalar arasında kurulan stratejik koordinasyon şebekesidir diyebiliriz.  

Kaynak: Karakadılar, İ., S., Key Success Factors for Strategic Logistics and Supply Chain Management to Enhance Competitiveness, 2005: 98

Değerli okuyucularım; umarım “Tedarik Zinciri Yönetiminin tanımı ve Lojistik Yönetimi ile ilişkisi” yazımda istenilen bilgiyi tarafınıza aktarabilmişimdir. Bundan sonraki yazımda da uzmanlık alanım olan “İnsani Lojistik” terimini ele almayı planlıyorum.

Kendinize iyi davranın ve beni takipte kalın.

LOJİSTİK

Bir gününüz nasıl geçiyor? Sıklıkla yaptığınız işler neler? Sevdiğiniz okulda & bölümde okuyor
musunuz veya her gün gitmek zorunda olduğunuz işiniz var mı? Hangi tür yiyeceklerden hoşlanırsınız?
Şimdi siz bir yandan bu soruların cevaplarını düşünürken bir yanda da sormamdaki amacın ne
olduğunu tahmin etmeye çalışıyorsunuz. Yazımda anlatacağım konu, sizin ve bizim hayat noktamız.
Var olma sebebimiz. Olmazsa olmazımız. Çünkü o olmazsa insanlık durur. Hayat dengesi alt üst olur.
Yaşam ve tüm canlılık sona erer. O ne mi? O LOJİSTİK. Peki, lojistik hayatımızın neresinde? Haydi,
gelin birlikte irdeleyelim, birlikte öğrenelim.
Her insan her canlı gibi doğar, yaşar, büyür ve ölür. Bu dört aşamanın her anında lojistiğin rolü
yadsınamaz. Şöyle anlatayım; doğmamış olan bir bebek anne karnındaki gelişimini tamamlayabilmesi
için 9 aylık bir sürece ihtiyacı vardır. Bunu depolanmak olarak adlandırabiliriz. Anne adayı bu süreç
içinde bebeği için bir takım hazırlıklar yapar. Bebek kıyafetleri, yatak odası, oyuncakları, bebek bakım
ürünleri vs. talep doğrultusunda öncelikle tahminlerde bulunur, ihtiyaç planlaması yapar ve satın alır.
Derken doğum anı anne hastaneye ulaştırılır ve bebeği ile yeni yaşamına başlar.
Diğer bir yandan (kötü bir örnek olacak ama en vurgulayıcı anlatım olacağı için kusura bakmayın)
hayatın acı gerçeği olan öteki dünyaya göç durumu vardır. Vefat eden kişinin yakınları onun için helva
kavurur, lokma döktürür, dualar okur. O helvanın paketlenmesi, üretim planlanması, stoklanması,
malzeme işlemleri, siparişi, dağıtım planlanması gibi durumları mevcuttur.
İşte doğumdan ölüme kadar ki tüm süreç lojistiği kapsar. Lojistik aktivitelerine işaret eder. Şu anda bu
yazıyı okumanız için gerekli ekipmanlar da lojistikten geçti. İçtiğiniz suyun, yediğiniz ekmeğin,
giydiğiniz kıyafetin size ulaşana kadar ne tür yollardan ne tür lojistik aktivitelerinden geçtiğini hiç
düşünmüş müydünüz?
Lojistik sadece taşımacılıktan ibaret değil hayatımızın ta kendisidir. Başa dönersek; lojistiği
hayatımızdan çıkartsak ne olurdu? Ben söyleyeyim. Dünya üzerinde yaşam dururdu.
Lojistik kelimesi Latin kökenlidir. “Logic” anlamındaki mantık ve “Statistics” anlamındaki istatistik
kelimelerin birleşiminden doğan bir kelimedir. Yunanca da “Logistikos” olan kelimenin tam anlamı
“mantıklı hesap” demektir. Bir başka deyişle “hesap kitap yapma bilimi” ve “hesapta becerikli” diye
de adlandırılabilir.
Lojistik genel tanımı ile; bir ürünü doğru zamanda, doğru miktarda, doğru yere, doğru şartlarda,
doğru maliyetle, doğru müşteriye, doğru ürünün ulaşmasıdır.
Lojistik aslında yüzyıllar öncesine dayanan bir kavramdır. Savaşlarda, askeri alanlarda sıklıkla
kullanılan bu kavramın esas çıkış noktası II. Dünya savaşıdır. O sırada ne kadar kıymetli ve gerekli bir
kavram olduğu ortaya çıkmış ve artık lojistiğe bilimsel bir gözle bakılmaya aynı zamanda da
uygulanmaya başlanmıştır. Peki, ordular lojistiğe neden ve nasıl ihtiyaç duymuştur?
Savaş esnasında kalabalık ordudan çok savunma sanayisinin yani silahların, araç ve donanımlarının
öneminin çok daha büyük olduğunu anlamışlardır. Yani 100.000 kişilik sadece silahlarıyla dolu askeri
orduyla mı savaştan zaferle ayrılmak vardır yoksa 30.000 kişilik devasa ekipmanlara sahip orduyla mı
savaş kazanılır? Bir başka deyişle ellerinde sadece birer silahla birer tüfekle 80.000 askerin savaşa
gitmesiyle; bazuka, el bombası, zırhlı personel taşıyıcı, makineli tüfek gibi teçhizatı olan ve sadece
20.000 askeri güce sahip bir ordunun savaşması ve zaferle dönmesi arasında sizin de tahmin
edebileceğiniz gibi çok ciddi ve bariz fark vardır.
Diğer bir yandan devasa savaş ordusunun gıda hizmeti, barınacakları yer gibi temel ihtiyaçlarına da
cevap vermek gerekliydi. İşte tüm bunların doğrultusunda lojistik desteğin zaruri bir ihtiyaç olduğu
kanısına varıldı. Çünkü mükemmel bir lojistik desteği olmadan zafer meşalelerinin yanamayacağını
tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek.
II. Dünya savaşı sonrasında ABD’de lojistiğin öneminin ne kadar büyük olduğunu gördü ve 1960
yılından günümüze kadar süre gelen lojistik hizmetlerinden faydalanmaya başladılar. Böylece lojistiğin
ne kadar kıymetli bir kavram olduğu tüm dünya öğrenmiş oldu.
Değerli okuyucularım; umarım “lojistik” teriminin ne anlama geldiğini ve öneminin yadsınamayacak
derecede ne kadar büyük olduğunu az çok anlatabilmişimdir. Bundan sonraki yazımda Lojistik ve
Tedarik Zinciri arasındaki bağı anlatan kendimce paylaşımda bulunmayı planlıyorum.
Kendinize iyi davranın ve beni takipte kalın.

TEMEL ULAŞTIRMA 9

Ulaştırma Meslek Haritası
Ulaştırma hizmetleri bölümünün amacı; sektör için Türkiye’nin değişen ve gelişen koşullarına uyum sağlayabilecek, mezun olduğunda ulaştırma meslek ağacının her kolunda uzmanlaşmış elemanlar yetiştirmektir. Ulaştırma hizmetleri alanı meslek ağacında belirtildiği gibi depo, gümrük, taşıma, kargo, sigorta gibi temel sektörlerden oluşmaktadır. Her bir sektör kendi bazında uzmanlık gerektirmektedir.

Okumaya devam et

SIFIR KUŞAĞI GELİYOR

X, Y, Z kuşaklarından her biri kendine has özellikleri ile zamanlarını yaşadılar.

Her bir kuşak kendisinden sonraki kuşakları “bizim zamanımızda…

Şöyleydi”, “erken doğduk” gibi söylemlerini kullanmaktan çekinmedi, bu gibi yorumlamalar da kendi kuşağının doğrularını benimseyip ilerisine gidememekten kaynaklı.

Kuşak çatışması dediğimiz olay da buradan çıkıyor, yalnız aynı yaşayan coğrafyada herkes aynı yüzyılı yaşamadığı için yine de farklılıklar gösteriyor, yani İstanbul’da yaşayan Y kuşağı ile kırsaldaki Y kuşağı kişisi aynı özellikleri taşımıyor ama ilerleyen on yıllarda teknoloji çok daha fazla ilerleyeceği için aynı kuşak arasındaki fark şimdiki gibi olmayacak.

Efsane “Sıfır Kuşağı” geliyor ki yüzyılda çığır açması beklenilen kuşak o.

Bilgi çağını, bilgelik çağına dönüştüremezsek işimiz çok zor, çünkü Z kuşağından sonraki kuşak “Sıfır Kuşağı” olacak. Ahlaki, sosyal ve insani normların ön planda olacağı ve öğretildiği nesiller yetiştirilmeli.

Günümüzde teknolojik gelişmeler ile ekonomik ve sosyal hareketliliğin artması toplum azdırdı, boşanmalar ve suçlar arttı, bunlara ek olarak insanımızda stres arttı sonradan görme, özenti ve gösteriş popülasyonu arttı üretmek istemeyen bir nesil ortaya çıktı.

Bu durumla mücadele edecek, edebilecek bir eğitim modeline ihtiyaç var kendisinden istenmedikçe insan yardım etmek istemiyor, hatta kılını bile kıpırdatmak istemiyor insan kendine yardımsever olmadığı yardım etmediği gibi başkasına da yardım istemiyor.

Genlerle ilgili bir durum değil bu bu durumu, konuyu önemsemeli ve üzerine eğilmeliyiz, aksi durumda işimiz çok zor olacak ki bunun bedeli de ağır olur.

Dünya tek kültür mü olmalı?

Doğal olarak biz de bu tek kültürden mi olmalıyız?

Yoksa, kendi yerel kültürümüze sahip çıkarak onu korumalı mıyız?

Önce ebeveynlere (anne ve babalara) düşüyor en büyük görev sözle söylemle değil eylemle, hareketlerimizle görsel olarak örnek olmalı, evlatlarımızın nasıl birer insan olmasını istiyorsak önce biz “o” insan olmalıyız.

Sevgiyle ve sağlıkla kalın.

Gürkan KAVRAZLI

Lojistik Sektör Danışmanı, Bireysel Danışman, Yazar, Eğitmen

Recep Koca ile Uzun Yol Sohbetleri

Söyle Gönlünden Geçenleri Yayınlayalım.

Bilirim hatıralarında bu güne kadar ne çok birikim yaptığını, hatıralar bir gün yok olup gidecek gel birlikte sektöre bu hatıralardan bir kule yapalım, paylaşmaya değer kıldığın ne varsa çek yolla yayınlayalım. 

Konuğumuz Memduh Yazıcı Yollarda rast gelirseniz lütfen korna çalmadan geçmeyin Memduh kaptanımıza katkıları için teşekkür ediyor yeni videolarını bekliyoruz, ayrıntılar için videoyu izlemeyi unutmayınız.

 

Sende Aracının plakası görünecek şekilde bir resim çek ismin soy isminle www.recepkoca.com sitesine gir whatsap bölümünden bize yolla, sonrası kolay değer gördüğün ne varsa yolla senin adınla interneti olan her yere ulaştıralım.

instagram adresimiz; Lojistikbirhayattir 

Sağlıklı günlerde Lojistikle kalın.

Recep Koca İle Uzun Yol Sohbetleri

Videoyu Oynat

Söyle Gönlünden Geçenleri Yayınlayalım.

Bilirim hatıralarında bu güne kadar ne çok birikim yaptığını, hatıralar bir gün yok olup gidecek gel birlikte sektöre bu hatıralardan bir kule yapalım, paylaşmaya değer kıldığın ne varsa çek yolla yayınlayalım. 

İlk konuğumuz Ayhan Akçay, Yollarda rast gelirseniz lütfen korna çalmadan geçmeyin Ayhan kaptanımıza katkıları, Vatan ve Atatürk  sevgisi için sonsuz teşekkürler, ayrıntılar için videoyu izlemeyi unutmayınız.

 

Sende Aracının plakası görünecek şekilde bir resim çek ismin soy isminle www.recepkoca.com sitesine gir whatsap bölümünden bize yolla, sonrası kolay değer gördüğün ne varsa yolla senin adınla interneti olan her yere ulaştıralım.

instagram adresimiz; Lojistikbirhayattir 

Sağlıklı günlerde Lojistikle kalın.